Bizim peygamberimiz Gazi’dir: Arabistanlı zatla işimiz bitti. Muhammed’in dini Arabistan için gayet iyiydi, ama bize göre değil.

‘Turkey Today’ isimli kitabında İngiliz kadın yaz Grace Ellison, Konya’dan Adana’ya giderken bir okul müfettişi ile konuştuklarını şöyle anlatıyor: “Bizim peygamberimiz Gazi’dir: Arabistanlı zatla işimiz bitti. Muhammed’in dini Arabistan için gayet iyiydi, ama bize göre değil. “Fakat sizin Hiçbir inancınız yok mu?” diye sordum. “Var” dedi, “Gazi’ye, ilme, ülkemin geleceğine ve kendime inanıyorum.” “Ya Tanrı?” dedim. “Tanrı hakkında kim ne bilebilir ki” diye cevap verdi. “İlim vardır, iyinin ve kötünün gücü vardır;

 

 

Geri kalanı hakkında ise hiç kimse kesin bir şey bilemez.” Devrimlerin, Fransa’ya akseden bir yorumunu da Rıza Nûr, Havat ve Hatıratım’da nakletmektedir: “Leche de Paris gazetesinin bir muharriri İstanbul’a ve Ankara’ya gitmiş.

Bir sıra başmakale yazdı. 16 Kânunuevvel (Aralık) 1928’den başlıyor. Beyazıd’da bir genç doktor, bir kız, bir oğlan, iki darülfünun talebesiyle konuşmuş; bunlar dini attıklarını söylemişler. Muharrir de: Dinsiz bir millet olur mu? Bilhassa bu fakir iptidaî Türk milleti dinsiz nasıl yaşar?” demiş. O vakit bu üç kişi, “Hayır, bir dinimiz var, Yeni din” demişler. Muharrir, “Nedir o?” demiş. “Şimdi göstereceğiz” demişler. Otomobile binmişler, Beyoğlu’na geçmişler, Taksim’den geçerken Mustafa Kemâl’in heykelini göstererek, ‘işte Allahımız’ demişler”

Kaynak:Temellerin Duruşması, Ahmet Kabaklı

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir