60 müebbet ne ki? Binlerce idam dahi o acıyı dindiremez!

28 Şubat davasında sona yaklaşırken..

Darbeci kafalar..

Darbeci kafalara sahip çıkanlar..

Darbecilerle eski dönemde de, şimdi de işbirliği yapanlar..

“28 Şubat davası”nı sulandırmaya çalışıyorlar.

Ne imiş?

“28 Şubat davası”nı açan savcı FETÖ’cü imiş..

Ne imiş?

“28 Şubat davası”na ilk bakan hakimler, FETÖ’cü imiş..

Eeee? 

Ne yapalım?

O tarihde zaten hakim ve savcıların yarıya yakını FETÖ’cü değil miydi?

Ne yapacağız, 2012’de açılan davaların yarısını, çöpe mi atacağız?

Sormadan, soruşturmadan, “Açan kim? FETÖ’cü.. At çöp tenekesine” mi diyeceğiz?

Şunu hiç sorgulamayacak mıyız?

“FETÖ’cülerin esas derdi, Ergenekon davası idi.. Onu ne zaman açmışlar? 2007’de.. Ergenekon davası bile, ilk açıldığında kumpas değil iken.. Sonraki yıllarda kumpas eklemeleri yapıldığı gerçeğine rağmen.. Başlatan FETÖ’cü diye, sadece kumpas eklemelerini değil, tüm darbe davalarını çöpe mi atacağız?”

Şunu sormayacak mıyız, kendimize:

“28 Şubat darbe davası, en somut delilleri olan darbe girişimi… FETÖ’cüler aslında, 28 Şubat sürecini yürütenlerle işbirliği yaptıkları için. En son.. Ergenekon davasını açtıktan çok sonra.. Balyoz’u, Askeri casus davasını açtıktan sonra.. Bu darbe davaları için ilk imzayı attıktan tam 5 yıl sonra, 28 Şubat davasını açmışlardı.. Demek ki, FETÖ’cü savcılar da aslında, 28 Şubat davasını açmakta pek kararlı değillermiş!”

Bu neyi gösterir?

FETÖ’cülerin 28 Şubatçılarla işbirliği yaptıklarını..

FETÖ’cülerin, aslında işbirliği yaptıkları 28 Şubatçıları, mecbur kaldıkları için, son dakikada mahkemeye çıkardıklarını..

Mecbur kalmasalar..

Kamuoyundaki, “Ergenekonculara dava açıldı. 12 Eylülcülere açıldı.. Ama 28 Şubatçılara açılmadı.. Niye ki?” sorgulaması yapılmasaydı..

FETÖ’cü savcılar, belki de 28 Şubat davasını hiç açmayacaklardı..

FETÖ’cüler mecbur kaldılar, o iddianameyi hazırladılar..

Şimdi 28 Şubatçılar kalkmış diyorlar ki:

“Bize davayı FETÖ’cü savcı açtı.. O halde bu dava hükümsüzdür!”

Oha yani.

¥

Siz 28 Şubat’ın kendisine bakın..

Davanın içine bakın..

Delillerine bakın.

O süreçte binlerce kızımızın, onbinlerce çocuğumuzun yaşadıklarına bakın.

FETÖ’cü yazdı diye, iddianameyi okumadan çöpe mi atacağız?

Tam aksine..

“FETÖ’cüler iddianameye tüm delilleri almamış olabilirler.. Onlar da eski yıllarda, 28 Şubatçılarla işbirliği yapıyorlardı” dememiz ve iddianamedeki eksiklikleri tamamlamamız gerekir? 

Hatırlasanıza Fetullah Gülen’in, Çevik Bir’e yazdığı mektubu.. 

Hatırlasanıza, 2013’ de dersanelerin kapatılmasına bile kıyameti kopartan Fetullah Gülen’in, 1997’de Çevik Bir’e mektup yazıp, “Okulların anahtarlarını size takdim edebiliriz” dediğini..

Hatırlasanıza, imam hatiplerin kapatılması için gazete manşetlerine çıkan mesajlarında tehditler savuran Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın, FETÖ’ye bağlı lisenin talebelerini, ayakta karşılayıp, ödüller vererek yolladığını..

“Laik olmayan insan bile değildir” diyecek kadar pespayeleşen, o tarihdeki Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden’in, FETÖ’cü lise öğrencilerini makamında kabul edip, Genelkurmay’a da yönlendirdiğini..

Hatırlasanıza, 28 Şubat süreci başladığında, FETÖ’nün kendi tabanına, darbecilerin isteği doğrultusunda “Başınızı açın” emri verdiğini..

28 Şubat sürecinde darbecilerle kolkola giren bu FETÖ’cüler, tabii ki 28 Şubat’ta darbecilerini koruyup kollayacaklar.

Nitekim, koruyup kolladılar da..

Ama maskelerinin inme süreci başladığında..

Muhafazakar tabanın sorgulamalarından kaçmak için..

“Herkese dava açıyorsunuz da.. 28 Şubatçılara sıra gelince, niye açamıyorsunuz” itirazlarının, maskelerinin inmesini hızlandıracağını anladıkları için..

“Dostlar alışverişte görsün” babından..

28 Şubat soruşturmasını açtılar..

Diğer davalarda bir çırpıda yüzlerce kişi tutuklanırken..

“28 Şubat davası”nda gözaltına aldırdıkları darbeci sayısını bile, çok sınırlı tuttular..

Şimdi dört dörtlük o darbe davasında sona yaklaşınca..

Darbeciler kafayı çıkarıp, “Bize dava açanlar FETÖ’cüydü. Açılan davalar haksız” diye tepiniyorlar..

Oysa..

“28 Şubat davası”nda, FETÖ’cü savcıların bilerek sanık yapmadıkları ve adeta korudukları (Ergenekon davasına bulaştırmış iseler de.. Bu ismi, oradan da sıyırtmışlardı) Kemal Alemdaroğlu, daha önceki gün ne diyordu: 

“O süreçte uyguladığımız başörtü yasağı doğru idi..”

Ahlaksız adamı görüyor musunuz..?

Zalimliği görüyor musunuz..?

Namussuzluğu görüyor musunuz?

Adam, küçücük bir pişmanlık duymuyor.

“Binlerce kızın üniversitede okumasına engel olduk. Biz nasıl yaratıklarmışız. Nasıl hainlermişiz. Biz nasıl vicdansızlarmışız. Kendimden utanıyorum.. Beni ikaz etmeyen ailemden utanıyorum. Çevremden utanıyorum.. Kendilerini engellediğim bütün kızlardan binlerce defa özür diliyorum.. İsterlerse, ayaklarının altını bile öpmeye hazırım. Bizim suçumuz, bizim günahımız, başka türlü affedilemez” diyeceğine.

Bugün askeriyeye kadar her yerde başörtülü çalışanlar olmasına.. 

Ve darbecilerin 28 Şubat sürecinde iken iddia ettikleri üzere, bugün hiçbir yerde başörtülü-başı açık tartışması yaşanmadığı halde..

Bu darbeci Kemal..

Alçakca..

Haince..

Hala ne laflar ediyor..

Hala, başörtü yasağını nasıl savunuyor!..

¥

Tabii ki sorun sadece Kemal değil..

Daha nice Kemal’ler var..

Hatta bizim mahallenin içinden, niceleri var..

“60 müebbet de çok olmuş” diyen ukalalar var..

Onbinlerce kızımızın üniversiteden atılmasına..

Yüzbinlerce İmam Hatiplinin okuluna devam edememesine.. Üniversiteye gidememesine sebeb olanlar..

Sanki gerçekten müebbeden cezaevinde kalacaklarmış gibi..

Aflar ve erteleme yasaları ile, zaten suçlar komik miktara düştüğünü bilmiyorlarmış gibi..

Usulen ifade edilen “60 müebbet hapis cezası” istemine, “Bu da çok oldu”diyen, içimizde gizli darbeciler var..

Bu gizli darbecilere hatırlatayım:

“60 müebbet” değil, öğretimi engellenen her kız çocuğu için, her İmam Hatipli için birer idam verseniz, bu darbecilere binlerce idam cezası verseniz.. Yine de o mağdur çocukların çektikleri acının karşılığını ödemiş olamazsınız..

Nokta..

Ali Karahasanoğlu/Yeniakit-23 Aralık -2017

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir