Tüm Arap ülkeleri liderleri bir konferansta bir araya geliyor..

Tüm Arap ülkeleri liderleri bir konferansta bir araya geliyor. Adamın biri kürsüye çıkıyor ve başlıyor konuşmaya…

Adam “Biz birbirimizin düşmanıyız” diyor. Adam “Birimizin düşmanı diğerinin dostu” diyor. Arap ülkelerinin içinde bulunduğu acı tabloyu “Bizi birbirimize düşman ettiler” vurgulaması yaparak anlatıyor. Adam “Bakın Saddam Dick Cheney’in Rumsfeld’in arkadaşıydı. Ama o arkadaşı Rumsfeld sattı, gidip onu astı” diyor.

Adam “Usame Bin Ladin Iraklı mıydı?
Değildi. İkiz Kuleri Irak mı vurdu?
Pentagon’u vuranlar Iraklı mıydı?
Irakta kimyasal silah var mıydı? Hayır.

Ama ne yaptılar. Saddam’ı astılar” diyor. Sonra o konferansa gelen tüm Arap liderlerinin gözünün içine bakarak; “Yarın sıra içimizden birine gelecek. Belki bir sonraki asılan sizden biri olacak” diyor. Büyük salondaki Arap liderlerden bazıları gülüyor. Adam umursamıyor, devam ediyor… Altını çizerek “Birgün Amerika bizi asabilir” diyor.

Arap liderleri zirvesinde konuşan adam Kaddafi… “Sıra hepimize gelecek” diyen adam daha sonra linç edilerek öldürülüyor. Arap dünyasının içinde bulunduğu hali öldürülmeden önce özetliyor Kaddafi… Ona sıra geldi… O sırasını savdı… Şimdi sıradakiler var. Osmanlı’yı içeriden işbirlikçilerle parçalara ayırarak 22 Arap devleti çıkardılar. Yıllarca fitne tohumları ektikleri bu 22 Arap ülkesinin bir araya gelmesine asla müsaade etmediler.

Arap ülkelerindeki zaafları araştırıyorlar.
Kimi nasıl satın alabileceklerini, kimi kime düşman ettireceklerini, kimle kimi savaştıracaklarını, bu ülkelerdeki ihtilafları, çatışmaları, iktidar savaşlarını hücrelerine, zerrelerine kadar ezbere biliyorlar. Şimdi 22 ülkeden 14 ülke daha doğurmak için tam gaz yollarına devam ediyorlar. “Kudüs kararının” ardında yatan nedenler arasında bu hedefin yeri büyük. Çünkü bazı Arap ülkelerinin liderlerini İsrail’in kucağına oturttular.

Mesela Birleşik Arap Emirlikleri Washington Büyükelçisi Yusuf Utaybe “Bölgede güçlü bir İsrail barışı tesis eder” diyor daha birkaç gün önce… 2012 yılında da bir maili çıkıyor ortaya… İsrailli tümgeneral Uzi Rubin’e yazdığı mailde “Gazze’ye düzenlediğiniz saldırılarda füzelerin ne kadar başarılı olduğunu görmemiz memnuniyet verici…” diyerek alkışlıyor. O saldırıda çoğu çocuk 174 Filistinli öldü. İsrailli Generalle, Bakanlar çıkıyor, Arap ülkelerinden hangileriyle dost olduklarını ballandırarak anlatıyor. Suudi Arabistan dostluğunu anlatıyor. “Ama onlar açıklayamıyor bunu, utanıyorlar” diyerek “Kucakta olan” ülkeleri ilan ediyor.

Bu açıklamanın teri kurumadan hemen ardından bir “Kudüs” kararı geliyor. Ortaya bu defa da Arap halklarının İsrail düşmanlığı üzerinden iç çatışmalara ve bölünmelere kadar götürecek muazzam bir ayrışma çıkarılıyor. Kaostan yeni savaşlar çıkabilir mi, yeni asılacak Arap lider kim olabilir totoları karargahlarda avuç ovuşturularak oynanıyor.
Türkiye İslam coğrafyasındaki bu tezgaha düşmeleri, bölünmeleri, kavgaları bitirmek için çırpınıyor son yıllarda. “Osmanlı’dan gelen Abilik vasfım var” diyerek. Ancak çıkıp BAE Bakanını konuşturuyorlar. “İsrail bizim kardeşimiz, ABD abimiz” diye.

Tüm fitnelere karşı en dirençli ülke Türkiye…
Ortadoğu’daki çatışmaları durdurabilecek yegane ülke de biziz. Ancak terör örgütlerine sınırlarımızda devlet kurdurarak Ortadoğu ile ilişkimizi tamamen kesmeye çalışıyorlar. Bir yandan da FETÖCÜ hainleri içeride darbe yapmaya gönderip Ankara’nın anahtarını tamamen almaya çalışıyorlar.

Osmanlı İmparatorluğunu çökerttiler. Ancak Balkanlardan tutun, Kafkaslara, Orta Asya’ya ve Afrika’ya kadar yayılan bir alanda GÖNÜL İMPARATORLUĞUMUZU asla yıkamadılar. ABD eski büyükelçisi Riccardione Türkiye’de görev yaparken 17 Aralık kumpası öncesi “Bir İmparatorluğun çöküşünü göreceksiniz” demişti.

 

FETÖ ile yıkmaya çalıştılar bu İmparatorluğu… Başaramadılar, göremediler… Şimdi O Riccardione rektör olarak görev yaptığı Kahire Amerikan Üniversitesi’nde tam 17 FETÖCÜ’yü işe başlatarak diyet ödüyor, fitne konusunda uzman ve kullanışlı eleman ihtiyacı için geleceğe hazırlıyor. Bizdeki 3 milyon mülteciye tek kuruş vermeyen Birleşmiş Milletler bile kendine bağlı dernekler aracılığıyla FETÖCÜ kaçaklara ayda 500 euro maaş dağıtıyor.

Halkların gönülden birbirine bağlı olduğu İslam coğrafyasına artık ordularıyla saldırmıyorlar. İçeriden hainlerle geliyorlar. Kazandıklarını zannediyorlar. Unutmayın… Kazanan haklı değildir. Haklı olan kazanandır!

Bekir Hazar/Takvim-13 Aralık 2017

Bir Cevap Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir